16 May 2017

Siyasal çıkış, iktisadi çıkışa muhtaçtır 

Türkiye'nin siyasal manada son 10 yılda dünya konjonktüründe attığı adımlar,  Türk milletinin tarihsel devlet kurma geleneğinden olup,  küllenmiş yapının yeniden belirgin hale gelmesi adımları izini taşıyor. Her ne kadar bu adımlar iç ve dış ortak hareketle engellenmeye çalışılsa da artık belli bir noktaya gelmiştir. Artan zulüm rüzgarları, uyuyan devin üzerinden toprağı alıp götürdü...

 

Yeri geldi söz çok çelişkili söylendi, yeri geldi dünya beşten büyük dendi. Bu bir yeniden ayağa kalkmanın siyasal trendiydi. Ancak bunu fark eden ve en çok kaybedecek olan güçler,  Türk toplumunu kutuplaştırmak için, iç savaş çıkarmak için, her metodu denedi. Siyasal gücün derinliğinde, teknolojik üstünlük olmadan bütün toplumu 15 temmuzda ki gibi harekete geçirecek tarihsel genetik kotların canlanması,  siyasal söylemlerle çok yoğun biçimde zamana yayılmış bir yumruk sıkma süreci ile sürdürüldü.

 

Türkiye'nin bölgesinde bağımsız karar alma kabiliyetinin dumura uğratılması için en iyi çalışma, toplumdaki adaletsizlikleri yaymak, öbek öbek toplumsal çatışmalara, adaletsizliklere zemin hazırlamaktır. Bunu en güçlü olarak ekonomik kararlarla yaptıkları gerçeği ayan beyan ortadadır. Ekonomik silah, toplumu parçalamak için en güçlü metot dur. Siz, en güçlü milli ve manevi değerler dizisini, toplumu bir arada tutmak için sık sık söylemlerinizde kullanabilirsiniz. Ancak insanların geçim sıkıntıları ve borç batağında köle gibi banka sistemine hizmet etmeleri yüzünden, toplum size inanmayacak, güvenmeyecek ve destek vermeyecektir. Çünkü sistemi yöneten, milletin kaderini takdir eden kararları alan siz siniz...

 

Muhalefetin her yolu deneyerek başarıya ulaşamayışının gerçeği, hep örtülür. Aslında muhalefet nasıl davranırsa tabanda daha sempati, ilgi ve hatta iktidara giden yolun açılacağını biliyor. Muhalefetin eleştirilerinin iktidarı daha doğru ve toplumda çatışmadan uzak tutacak kararlar almaya itebilecek kabiliyet varken  ‘'iktidarı çatışma yaparak yıpratmak'' danışmanlarca önerilince, halk muhalefetin yapacağı katkıdan mahrum bırakılmış olur. Oysa muhalefet, Türkiye'de hiç bir şeyi takdir etmez, sürekli eleştiren, iktidar her ne yaparsa muhalefet bunu eleştirmelidir yaklaşımı,  muhalefetlerin iktidara yürüme yollarını en ciddi biçimde kapayan bir siyasal üsluptur.

 

Son anayasal değişikliğinde ana muhalefetin kopardığı kıyamet aleyhine dönüşmüştür. İnsan soruyor, hiç mi stratejiler milletin lehine olacak eksende kurgulanmıyor?  Sayın Kılıçtaroğlu çıkıp referandumdan önce milletin kararına saygı gösterilmesi gerektiğini söylerken,  referandum sonrası öyle ya da böyle gerekçelerle referandumun iptal edilmesine kadar giden talepler, bugün sayın Kılıçtaroğlu'nu parti içinde zor duruma düşürmüştür. Kılıçtaroğlu'nun gelişi ile ilgili eleştiriler CHP içinde de muhalefetin kozu olarak kullanılacağına benziyor. Bizim tespit etmek istediğimiz şudur; Türkiye'de siyaset kurumu, parti teşkilatlarında ki koltuk kapma mücadelesini besler niteliktedir. Artık muhalefetin önünde ciddi bir oy potansiyeli oluşmuştur. Artık oyun yeni kuruluyor. Kurallar değiştir, değişiyor. Siz, değişen kuralları sürekli parti içi çekişmelerle görmezden gelirseniz muhalefet olarak millete vereceğiniz bir şey yoktur ve millet muhalefet adına arayışa geçecektir.

 

Gelelim iktidara....

 

Çok cüz'î bir oy oranı ile geçen referandum, hukuken geçerlidir. Ancak toplumun büyük bir kesimi bundan memnun olmadığını ‘'hayır'' diyerek ortaya koymuştur.  Sık sık gündeme getirilen 2023 tarihi ‘' Yeni Türkiye ‘'  hangi temel yenilikler üzerine inşa edilecek? Geçirilmiş yasalarla yeni bir sistem mi kast ediliyor?  Yeni Türkiye demek, İş demektir. Yeni Türkiye aş demek, yeni Türkiye ev demek eş demektir.  Bunları oluşturacak adalet mekanizmasını iktisadi yapılanmaya taşıyacak projeler mi var?   Türkiye'nin, Yeni bir iktisadi modele ihtiyacı var. Çok açık söylüyoruz, şu ana kadar liberalist politikaları uygulayan, faizli bir yapıdan başka alternatif bilmeyen kadrolar geri plana çekilmedikçe, ilk seçimlerde millet iktidarı çok ağır biçimde cezalandıracaktır. Çünkü artık millet şunu söylüyor. Önünüzü açtık, faizli ekonomiyi bitirin.  Hamasi duygularla ekonomi yürümüyor. Devlet üretim ekonomisi yerine sosyal yardımlarla geçinen insanların sayısını arttırmakla sorunları süreklilik adına çözemez. Seçilecek olan başkan, ülkeyi yönetirken, ülkenin bütün fikir kaynaklarından istifade etmelidir. Herkes sadece dinlenmemelidir. Üretkenliklerini meyveye dönüştürecek biçimde zeminler oluşturulmalıdır.

 

Tabi bölgemizde yeni devlet yapılanmaları sürekli aralıksız biçimde sürmektedir. Biz inanıyoruz ki gizli antlaşmalarda yapılagelmektedir. Türkiye,  yeni yönetim biçiminde bu dışsal tehlikelere karşı alacağı en güçlü tedbiri, yeni bir iktisadi yapılanma sürecinde olduğunu görmek zorundadır. Öyle kısa dönem ödemelere döviz bulmak için yurt dışından gayrimenkul alanlara KDV siz olanaklar sağlayarak bu gemi yürümez.  Taşıma su ile değirmen dönmez.